Aşırı sıcaklarda altında serinleyeceğimiz bir ağaç?
Karnımızı doyuracağımız bir öğle yemeği?
Temiz bir yatakta uyku?
Yukarıdaki soru cümleleri; insan olarak var olabilmenin temelinde duran ihtiyaçlarımızı, önceliklerimizi işaret ediyor diyebiliriz. Her bir cümle doğayla ilişkili, aynı onun bir parçası olan insan gibi. Kendi önceliklerimizi belirlerken ilk kıstasımız diğer canlılarla benzer şekilde nefes almak ve hayatta kalmak oluyor. Öyleyse yaşayan bir gezegen, tüm hayatta kalmak isteyenler için ortak bir dilek olmalı dimi?
İyimserlik olarak algılanabilir belki, ama ben insanlık olarak bu gezegendeki canlılığın devamını sağlayabilecek, akıl, öngörü, kabiliyet ve bilgiye sahip olmamızın her türlü olumsuz önergeyle baş edebilecek güçte olduğunu düşünüyorum.
Hem de yaşayan gezegen önündeki en büyük tehdidin, yine insan aklının kurduğu tüketim merkezli yaşam biçimi olduğunu bilerek.
Önceliklerimizi belirlerken, yaşadığımız yer ve diğer canlılarla olan etkileşimimiz kayda değer bir konu. Bunu bir alışveriş olarak görürsek, alıyoruz ve karşılığında veriyoruz.
Bu kurumlar içinde böyle. Hele ki sistemsel dönüşümde en büyük kaldıraç onlar olacaksa, hem kendi varlığının devamı, hem de diğer canlı yaşamın devamı için çevresel, sosyal, finansal etkilerini ve etkileşimlerini ölçmeli ve yönetmeli.
Bazen gerçek bir niyet ile bazen de zorunluluklardan, kurumlar sürdürülebilirlik performansını yönetmek için birçok araçtan faydalanıyor. Bu yazımıza konu olan önceliklendirme ya da önemlilik analizi mutlaka olması gerekenlerden.
Küresel Raporlama İnsiyatifi (GRI- Global Reporting Initiative) önemlilik tanımlamasını şöyle yapıyor:
“Önemlilik”, “bir kuruluşun kendisi, paydaşları ve genel olarak toplum için ekonomik, çevresel ve sosyal değeri yaratma, koruma veya aşındırma yeteneği üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olan konulardır”.
Önemlilik analizi de, bir kuruluş ve paydaşları için en önemli konuları belirlemek ve önceliklendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu analiz sonucunda şirketler uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerini, hedeflerini oluşturabilir ve süreç sonucunda bulunan verileri raporlamak için en iyi stratejileri bulabilirler.
Peki Önemlilik Analizi Yaparken Nereden Başlamalı?
Sürdürülebilirlik ekibinizle, şirketinizin ticari faaliyetlerinin önemli sürdürülebilirlik konuları üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinin listesinin çıkarılması iyi bir başlangıç olabilir.
GRI gibi uluslararası raporlama standartlarının kriterlerine bakıp, global trendleri araştırıp, uluslararası yatırım kuruluşlarının beklentilerine göz atıp, sektörel araştırmaları inceleyip, risk ve fırsatları değerlendirdikten sonra ortaya çıkacak konuların paydaşların yorumuna sunulmasıyla devam edebilir.
Önemlilik matrisinde; paydaşların kurum için neyin önemli olduğuna dair yorumları matrisin bir ekseninde, kurumun da tüm bu gözden geçirme sonundaki öncelikleri diğer ekseninde yer alır. Hem sizin hem de paydaşlarınızın yüksek önemli olarak seçtiği konular, artık kurumun yüksek öncelikli konularıdır. Devamında orta öncelikler ve düşük öncelikler şeklinde yerleştirilir.
Yukarıda tartıştığımız gibi, bir önemlilik analizi ve bunun sonucunda ortaya çıkan önemlilik matrisi, bir kuruluşun hangi sürdürülebilirlik konularına odaklanacağına ve zaman yatırımına karar vermesine olanak tanır. Önemlilik matrisi, bu sürdürülebilirlik konularını iki boyuta zıt olarak gözler önüne sermektedir. Bunlardan biri, bu konunun kuruluşun başarısı üzerindeki beklenen etkisine ilişkin olarak konunun kuruluş için önemidir. İkincisi, konunun paydaşlar için önemi veya çekiciliği ve bu konudaki çalışma çabalarının (veya eksikliklerinin) bir sonucu olarak iş başarısı üzerindeki muhtemel etkisidir.
Önemlilik Analizi Yapmanın Faydaları
İş risklerini ve fırsatlarını analiz etmek ve sonunda iş stratejilerini yeniden ayarlamak ve geliştirmek için bir fırsattır;
Kurumların toplum için nerede değer yarattığını veya azalttığını anlamak için bir şanstır;
Üst düzey yöneticilere ESG verilerini neden ve nasıl raporlayacakları konusunda yön gösterici olacaktır;
Farklı performansların (finansal, sosyal ve çevresel) nasıl ölçüleceği konusunda bilgi ve araç sağlar.;
Doğal olarak eğilimleri tespit etmek ve dolayısıyla ortaya çıkan sorunları öngörmek anlamına gelir;
Önümüzdeki fırsatların değerlendirilmesi, yeni ürün veya hizmetlerin geliştirilmesine ve dolayısıyla rekabetin önünde kalmaya olanak tanır;
Kuruluşların çabalarını kaynakları daha iyi tahsis etmeye odaklamalarını sağlar;
Paydaşların taleplerini daha iyi karşılama şansını arttırır;
Önemlilik değerlendirmesinden elde edilen sonuçlar ve veriler, KSS Raporları için içerik tasarlamak veya yatırımcılar, ortaklar, müşteriler veya çalışanlar gibi bireysel paydaş gruplarıyla iletişim kurmak için de kullanılabilir.
Tüm bunlara ek olarak, toplumun bu konularla ilgili farkındalığı artıyor ve insanlar değişim için seslerini yükseltiyorlar. Ve eylem bekledikleri aktörlerden biri de, daha fazla şeffaflık göstermeleri ve sosyal açıdan adil uygulamaları benimsemeleri istenen işletmelerdir. Çeşitli anketler, tüketicilerin değerleri kendi değerleriyle uyumlu markaları giderek daha fazla seçtiklerini gösteriyor. İşletmelerin uzun vadede ayakta kalabilmeleri için paydaşların beklentilerine uyum sağlamaları, etkilerini belirlemeleri ve azaltmalarının önemli olmasının nedenlerinden biri de budur.